İSTANBUL KAPI HAKKINDA

İznik’in kuzeyinde Atatürk Caddesi’nin surlara ulaştığı en uç noktada yer almaktadır. Geçirdiği çeşitli evreler ve onarımlardan sonra bugünkü görünümünü almıştır. Antik dönemde İstanbul’a giden yola açılmasından dolayı bu isimle anılmaktadır. Dış, orta ve iç olmak üzere üç ayrı kapıdan oluşmaktadır. Dıştaki kapı ön sura aittir. Yanlarında yarım silindirik iki kule yükselmektedir. Bir sıra moloz taş, iki sıra tuğla ile başlayan bu kısmın devamı tamamen tuğla ve kiremit parçaları ve kireç kum harcı ile örülmüştür. Üç ayrı yönde birer mazgal penceresi yer almaktadır. Kapı ve kuleler arasında yer alan kısmın ortasındadır. Yan ve üst söveler silindirik koyu gri granit sütunların demir kuşak ve hatlarla birbirine bağlanmasıyla oluşturulmuştur. Sövelerin üzerindeki büyük kemer köşe duvarları üzerine oturmaktadır. Kemer ile söve arası tuğla ile örülerek doldurulmuştur. Üstteki yatay sütunun her iki ucu duvardan dışa çıkıntı yapan konsollarla takviye edilmiş bölümlere oturmaktadır. Kapı üzerinde yüksek kabartma olarak yapılmış bir savaş sahnesi görülmektedir. Bu kabartmaların üst kısmında da Pamfilya tipi bir lahit kapağı görülür.

İstanbul dış kapının genişliği 2,80 m. yüksekliği 2,75 m. sütun çapı 0,60 m duvar kalınlığı 2,80 m.’dir.  Orta kapıdan 16,30 m. kuzeydedir. İstanbul Kapı’nın kuzey ve güney cephesi aynı özellikleri taşımaktadır. Kapının orta kısmında kesme rekristalize kalkerden yapılmış yuvarlak kemerli 4,5 m. genişliğinde, günümüzde 3,20 m. yüksekliğinde ve 3,5 m. uzunluğunda arabaların ve atların geçmesini sağlayan kapının ana geçiş bölümü Bizans döneminde Theodor Laskaris tarafından XIII. Yüzyılda 0,28 m. genişliğinde yarılarak, buraya inen kalkan demir kapı konmuştur.  Ana geçişin iki yanında 0,90 m. genişliğinde 3,5 m. uzunluğunda dikine dikdörtgen, yayaların giriş çıkışları için geçişler yer almaktadır. Bunun üzerinde kurt dişli motifli lentolar yer almaktır. Bunlar beyaz mermerden kaide ve akanthus başlıklı plasterler ve ana giriş kemerinin bir benzeri olan ufak kemerli nişlerdir. Bu nişler 0,85 m. genişliğe, 2m. yüksekliğe ve 0,77 m. derinliğe sahiptir. Taç Kapı’nın iki yanındaki, dikdörtgen kaideli köşe plasterleri, faskiyeli arşitravı yazı tablasını ve kurt dişi motifli plakayı taşımaktadır. Roma döneminin orijinal taş kapısının iki yanında ana sura ait kuleler yükselmektedir. Bunların temellerinde yüzlerce colosal mezar stelleri kullanılmış ana gövdeler tuğla ile örülmüştür. Üst kısmı XII. Yüzyılda tuğladan üst üste iki katlı kemerlerle, iki yanı ve iç kısmının yatay tuğla dizileri ile örülen duvarlarla kapatılmıştır. İki yanda nöbetçi noktaları bulunmaktadır. Taç Kapı’nın şehir cephesine bakan yüzünde dış motifi altında düz yüzeyine açılan çivi delikleri ile takılmış metal harflerden oluşan kitabe, günümüzde delikler yardımı ile okunabilmektedir. Aynı kitabenin benzer şekilde şehir dışına bakan yüzeyinde de yazıldığı belirgindir. Kitabede ‘ Gaius, Cassius Chrestus’un çabasıyla yapımı tamamlanan Prokonsül M. Plancius Varus imparatorların yüce evine ve eyaletin başşehri Nikaia’ya adadı.’ Yazılı idi. Bu yazıtlar Roma İmparatoru Vespasian (69-79) ve İmparator Titus’un (79-81) yönetimleri sırasında yazılmıştır. Kitabade ismi geçen M. Plancius Varus İznik’in önemli bir kişisi olup, Bithynia ve Pontus eyaletlerinde prokonsillik yapmıştır. Kentin kuzeyinde İstanbul’a giden yol üzerinde yer alan en önemli kapıdır.  Kapının kuzey ve güney cephelerindeki veya geçitlerinin üstünde yer alan nişlerin içinde heykellerin bulunduğu, zaman içinde bunların değiştiği, Bizans döneminde bu kısımlara freskler işlendiği kalan izlerden anlaşılmıştır.  Kapının 70-71 yıllarında inşa edildiği ve 123 yılında İmparator Hadrian tarafından onarıldığı anlaşılmaktadır. Orta kapının 9,95 m. uzunluğunda olduğu belirlenmiştir. Roma takı niteliğinde olan ana kapının kent yönünde kapı kulelerinin yanındaki sur duvarları ile bağlanan oval planlı bir iç avlu, avlunun güneyinde Nikaia’ya girişi sağlayan iç kapı yer almaktadır. İç kapının söveleri üzerinde, Roma Açık Hava Tiyatrosu’ndan getirilen, cepheleri kuzeye, orta kapıya dönük iki yüksek kabartma tiyatro maskı yer almaktadır. İç kapı çeşitli antik yapılardan getirilen kiklopik mimari parçalar ve kitabeler ile örülmüştür. Açık hava tiyatrosundan buraya getirilen doğudaki mask, sakallı işlenmiştir. Yüksekliği 1,25 m. kalınlığı 1,42 m. eni 1.08 m.’dir. Başın yüksekliği 1,22 m. kalınlığı  0,165 m.’dir.  Saçları yanlardan bukleler halinde sarkık  ve sakalları ile kaynaşmıştır. Gözleri ve ağzı ile birer oyuktan ibarettir. Burun zedelenmiştir. Batıdaki mask kadını temsil etmektedir. Yüksekliği 1,32 m. kalınlığı 2,1 m. eni 1,17 m.’dir. Kabartma boyu 1,26 m. kalınlığı 0,26 m.’dir. Saçları alnının ortasından ve tepeden ikiye ayrılmış yanlara doğru birbirine paralel hatlar halinde uzanmakta ve yanaklardan aşağı doğru sarkmaktadır.  Gözler ve ağız birer ufak oyuk olarak belirlenmiştir.  II. Yüzyıla tarihlenen bu masklar kapının önem kazanmasını ve onun zenginleşmesini sağlamıştır. İç kapının kuzeybatı yüzeyinden kazınmış bir büst kabartmasının Büyük İskender’e ait olduğu belirtilmektedir.  

FOTOĞRAF GALERİSİ

KONUM BİLGİLERİ
İSTANBUL KAPI